Kanal Patı Nedir Diş? Toplumun Derinliklerinde Bir Dolgu Metaforu Toplumsal yapıların insan davranışlarını nasıl şekillendirdiğini anlamaya çalışan bir araştırmacı olarak, bazen en sıradan görünen kavramlarda bile toplumun derin izlerini bulurum. “Kanal patı” da onlardan biridir. Diş hekimliğinde, kök kanal tedavisinde kullanılan bu madde; yüzeyde yalnızca bir dolgu aracıdır. Fakat sosyolojik bir mercekten baktığımızda, bu kavram birey ile toplum arasındaki görünmez bağları, onarım süreçlerini ve dayanıklılığı temsil eden bir metafora dönüşür. Tıpkı kanal patının dişin içindeki boşluğu doldurup yeniden işlev kazandırması gibi, toplum da kendi içsel boşluklarını normlarla, rollerle ve kültürel pratiklerle doldurur. Her birey bu dolgunun bir parçasıdır; kimi yapısal…
Yorum Bırakİlginç Not Defteri Yazılar
Merhaba sevgili okur, bugün seninle paylaşmak istediğim küçük bir hikâye var — hem merak edilen bir ismi hem de insanların tutkuyla bağlı olduğu bir gerçeği anlatan… Gerçekten bilmediğimiz şeyler vardır; bazen kulaktan kulağa geçer, bazen dedikodular arasında kaybolur. “İbrahim Erdemoğlu serveti ne kadar?” denildiğinde, işte o soru — benim için de senin için de bir kapı gibi: açalım mı beraber? Bir Hayalin Peşinde Başlayan Adam: İbrahim’in Yolculuğu Adıyaman’ın Besni ilçesinde doğmuş küçük bir çocuk vardı: adı İbrahim. İlkokuldan liseye Gaziantep’te okudu. Fizik okudu üniversitede; ama hayali, formüllerden çok daha fazlasıydı. Ailesi halı ticaretiyle uğraşıyordu; o da küçüklüğünden beri o dokunan…
Yorum BırakBir hikâye anlatmak istiyorum sana. Çünkü bazı filmler vardır, sadece izlenmez; yaşanır, hissedilir, hatırlanır. “Yıldız Kenter Hanım” filmi de tam olarak böyle bir film. Onun çekildiği yerleri anlatırken, aslında sadece bir mekândan değil, bir ruhun, bir kadının, bir sanatın nefes aldığı yerden söz edeceğiz. Yıldız Kenter Hanım Filmi Nerede Çekildi? Hikâye, İstanbul’un kalbinde, tiyatronun, sanatın ve insan hikâyelerinin iç içe geçtiği bir yerde başlıyor. Film, büyük ölçüde İstanbul’un Kadıköy ve Beyoğlu semtlerinde, ayrıca Kenter Tiyatrosu’nun tarihi sahnesinde çekildi. Ancak bu sadece bir konum bilgisi değil — bu yerler, Yıldız Kenter’in kalbinin attığı, alkışların yankılandığı, sanatın insanla buluştuğu kutsal alanlardı. Bir…
Yorum Bırak“Hani” Türkçe Bir Kelime mi? Felsefi Bir Sorgulama “Hani” kelimesi, Türkçenin gündelik akışında öylesine masum, öylesine sıradan görünür ki, çoğu zaman onun taşıdığı derin anlam katmanlarını fark etmeyiz. Ancak bir filozofun bakışıyla bakıldığında “hani” sadece bir kelime değil, bir varoluş biçimidir. Çünkü “hani” bir eksikliğe, bir bekleyişe, bir hatırlamaya ve hatta bir sorgulamaya işaret eder. Bir şeyin “olmaması” üzerinden varlık kazanan bir kelime olarak, hem ontolojik hem epistemolojik hem de etik anlamlar taşır. Ontolojik Perspektif: “Hani” ve Yokluğun Dili Ontoloji, varlığın ne olduğunu sorgular. Oysa “hani”, tam da bu varlık sorusuna karşı bir yokluk yankısı gibidir. Birine “hani söz vermiştin”…
Yorum BırakHabis Hangi Platformda? Edebiyatın Yükselen Yüzü Kelimeler, tıpkı bir ressamın fırçası gibi, yalnızca kâğıda değil, zihinlere de iz bırakır. Her metin, bir dünyadır; her karakter, bir ruhun derinliklerinden bir yankıdır. Edebiyatın gücü, anlatıların dönüştürücü etkisindedir. Bir kitabın sayfalarındaki satırlar, bir anıyı canlandırmak, bir duyguyu uyandırmak, ya da bir hayatı tamamen yeniden şekillendirmek için yeterlidir. Bu yazıda, Habis’in kimliğini ve varlık noktasını edebiyatın dilinden ve karakterlerin içsel yolculuklarından hareketle çözümleyeceğiz. Peki, Habis hangi platformda? Bu sorunun ardında yatan daha derin anlamları keşfetmeye ne dersiniz? Habis: Bir Karakterin Dijital İzdüşümü Edebiyat dünyasında, bir karakterin bulunduğu ortam, yalnızca onu tanımlamak için değil, aynı…
Yorum BırakRegaip Kandili Ne Zaman? Bir Zaman Yolculuğunun Kalpten Gelen Hikâyesi Bazen bir tarih arayışından çok daha fazlasıdır sorduğumuz bir soru. “Regaip Kandili ne zaman?” dediğimizde aslında takvimdeki bir günü değil, ruhumuzda özel bir yeri ararız. Bu yazıda size sadece bir bilgi sunmayacağım; aynı zamanda bir hikâye anlatacağım. Çünkü bazen bir gecenin anlamı, ancak bir insanın yolculuğuyla daha iyi anlaşılır. Hazırsanız, sizi kalpten bir hikâyenin içine davet ediyorum… — Bir Arayışın Başlangıcı: Ali ve Elif’in Hikâyesi Soğuk bir kış akşamıydı. Şehrin ışıkları birer birer yanarken, Ali masasının başında takvime göz gezdiriyordu. İşinde planlı ve stratejik bir insandı; her adımını önceden düşünür,…
Yorum BırakMorpa Kampüs 2024 Kaç TL? Eğlenceli (ve Azıcık Kızdıran) Bir Tahmin Oyunu Bakın, herkes fiyat soruyor; ben de dedim “gelin beraber gülelim, düşündükçe kaşınan cüzdanlarımızı da kaşımıza kaşımıza yazalım.” Ama önce… erkek açısından strateji sunayım, kadın açısından empati ekleyeyim: Eğer erkek senaryo düşünür “ne kadara verirsem kar ederim” der, kadın der ki “çocuk bu platformdan gerçekten fayda görür mü, bu paraya değecek mi?” Hadi başlayalım. Ücret kesin bilgi değil; resmi kaynakta güncel değer net bulunamadı. Resmi Bilgilere Göre: 2024’te Ne Duyuyoruz? Morpa Kampüs’ün kendi sitesinde, “Öğrenci Üyelik Kartı” bölümünde yıllık üyeliğin 4.800 TL (KDV dahil) olduğu bilgisi yer alıyor. :contentReference[oaicite:0]{index=0}…
Yorum BırakGüreş İlk Nerede Çıktı? Bir Mücadele Sanatının Ekonomik Köklerine Yolculuk Ekonominin temel varsayımı basittir: kaynaklar sınırlıdır, ancak insan arzuları sonsuzdur. Bir ekonomist için bu, yalnızca üretim araçlarını değil, insan davranışlarının tümünü anlamanın anahtarıdır. Güreş de bu çerçevede okunabilir — kas gücünün, stratejinin ve dayanıklılığın bir ekonomik karşılığı vardır. Çünkü güreş, yalnızca bir spor değil, tarih boyunca emeğin, rekabetin ve kaynak paylaşımının sembolüdür. Peki, güreş ilk nerede çıktı? Bu soru, sadece bir arkeolojik merak değil, aynı zamanda insanlığın ekonomik evrimine açılan bir kapıdır. İlk Güreşin Sahnesi: Tarımdan Ticarete Geçişin Gölgesinde İlk güreş örnekleri, yaklaşık 15.000 yıl öncesine, Neolitik Çağ’a uzanır. Afrika,…
Yorum BırakGünlüğün İlk Sayfasına Ne Yazılır? Siyaset Biliminin Sessiz Tanıkları Bir siyaset bilimci için günlük, yalnızca bireysel duyguların değil, aynı zamanda iktidar ilişkilerinin da iz düşümüdür. Her birey, farkında olsun ya da olmasın, kendi “politik günlüğünü” yazar. Çünkü her tercih, her sessizlik, her cümle, bir düzenin içinde konum alır. Günlüğün ilk sayfasına ne yazılır sorusu, aslında bireyin kendini hangi toplumsal yapı içinde tanımladığına, gücü nasıl algıladığına ve hangi ideolojiye yaslandığına dair derin bir sorgulamadır. İktidarın Sessiz Satırları Bir günlüğün ilk sayfası, bir iktidar ilişkisinin başlangıç noktası gibidir. Yazının sahibi, kendi anlatısında hâkim konuma geçer; olayları seçer, yorumlar, unutmak istediklerini dışarıda bırakır.…
Yorum BırakGüneş Yağı Nasıl Kullanılır? – Öğrenmenin Dönüştürücü Gücüyle Bir Pedagojik Yaklaşım Bir eğitimci için öğrenme, yalnızca bilgi edinmek değil, aynı zamanda dünyayı yeniden anlamlandırmaktır. Güneş yağı kullanımı da bu anlamda sadece bir cilt bakım rutini değildir; doğru bilgiyle uygulandığında, bireyin kendine, doğaya ve sorumluluklarına dair farkındalığını dönüştüren bir öğrenme sürecidir. Tıpkı bir öğrencinin yeni bir kavramı içselleştirmesi gibi, güneş yağını doğru kullanmak da deneyim, gözlem ve bilinçle olgunlaşır. Güneş Yağı: Bilgiyi Uygulamaya Dönüştürmenin Pedagojik Metaforu Eğitimde, öğrenilen bilginin davranışa dönüşmesi önemlidir. Güneş yağı da benzer bir öğrenme döngüsüne sahiptir: Bilgi edinme (yağın işlevini öğrenme), uygulama (cilde sürme) ve geri bildirim…
Yorum Bırak