İçeriğe geç

Görme engelli nedir neden olur ?

Görme Engelli Nedir, Neden Olur? — Antropolojik Bir Bakış

Gözün Ötesinde Bir Kültürün Hikayesi

Bir antropolog için insanı anlamak, sadece biyolojik bir varlık olarak değil, anlamlar dünyası kuran bir varlık olarak incelemektir. Görme engelli kavramı da tam bu noktada, yalnızca bir tıbbi durum değil; kültürel, sembolik ve toplumsal bir olgu olarak karşımıza çıkar.

Her toplum, “görmeyi” farklı biçimlerde anlamlandırır.

Kimine göre görmek, hakikati kavramak; kimine göre ise sadece ışığı algılamaktır.

Bu yüzden görme engellilik, bir biyolojik farklılık olmanın ötesinde, insanın dünyayı anlamlandırma biçimlerinden birini temsil eder.

Bir antropoloğun gözünden bakıldığında, “görme engelli nedir?” sorusu, “bir toplum gözsüzlüğü nasıl yorumlar?” sorusuna dönüşür.

Görme Engellilik: Tıbbi Tanının Ötesinde Bir Kültürel Durum

Tıbbın diliyle, görme engellilik görme yetisinin kısmen ya da tamamen kaybıdır.

Ancak antropolojik açıdan bu tanım eksiktir. Çünkü her kültür, engelliliği kendi değer sistemleri içinde yeniden üretir.

Bazı toplumlarda görme engelliler, bilgelik ve sezgiyle ilişkilendirilir.

Afrika’nın bazı yerel topluluklarında görmeyen birinin “ruhsal gözü açık” olduğuna inanılır.

Benzer şekilde, Orta Asya şaman ritüellerinde körlük, bazen mistik bilgelik olarak sembolleştirilmiştir.

Burada antropolog, şu temel soruyu sorar:

Engellilik gerçekten bir eksiklik midir, yoksa farklı bir bilgi biçiminin kapısı mı?

Semboller ve Ritüellerde Körlüğün Anlamı

Görme engellilik, birçok kültürde sembolik anlamlar taşır. Körlük bazen hakikati “görmenin” bir yolu, bazen de ilahi bir sınav olarak görülür.

Antik Yunan’da Oidipus, kendi gözlerini kör ettiğinde, aslında gerçeği görmeye başlamıştır.

Bu anlatı, körlüğü bir “fiziksel eksiklik” değil, “ruhsal farkındalık” olarak sunar.

Modern dünyada ise bu semboller yerini bilimsel açıklamalara bırakmıştır.

Ancak antropolojik olarak bakıldığında, her bireyin körlüğü bir “yaşam ritüeli”dir.

Bir görme engelli birey, bastonunu eline aldığında ya da bir Braille kitabına dokunduğunda, kendi kültürel dünyasının sembollerini yeniden üretir. Ritüel, burada yalnızca dinsel bir eylem değil; gündelik hayatın anlamlandırılma biçimidir.

Topluluk Yapıları ve Dayanışma Kültürü

Antropoloji, toplumun yalnızca bireylerden değil, ilişkiler ağından oluştuğunu söyler.

Görme engellilik de bu ağ içinde yeniden şekillenir.

Bazı toplumlarda engelli bireyler topluluk tarafından korunur; diğerlerinde ise dışlanır.

Bu fark, o toplumun etik değerlerini ve sosyal sermayesini gösterir.

Örneğin, İskandinav ülkelerinde erişilebilirlik politikaları toplumsal dayanışmanın bir göstergesidir.

Oysa bazı geleneksel toplumlarda görme engelliler, ailenin “bakım sorumluluğu” altında sembolik bir kutsallık taşır.

Bu durumda engellilik, ekonomik bir yük değil, toplumsal bir bağın güçlenme aracıdır.

Antropologlar için bu durum, kültürün görünmeyen mekanizmalarını ortaya çıkarır:

Bir toplum, “görmeyen” üyelerine nasıl davranıyorsa, aslında kendi insanlık tanımını da öyle yapar.

Kimlik, Aidiyet ve Görme Deneyimi

Görme engellilik bir kimliktir; ama bu kimlik, biyolojik değil kültürel olarak inşa edilir.

Bir birey, görme engelli olmayı yalnızca “görememek” olarak değil, dünyayı farklı biçimde “algılamak” olarak yaşar.

Bu, tıpkı bir dilin kültürel olarak öğrenilmesi gibidir:

Toplum bireye nasıl davranıyorsa, birey de kendini o biçimde tanımlar.

Bir görme engelli çocuk, bir toplumda “öğrenemeyen” olarak görülürken, başka bir kültürde “duyularını derinleştiren biri” olarak algılanabilir.

Bu durum, kimliğin toplumsal inşa olduğunu gösterir.

Yani görme engellilik, biyolojiden çok kültürün kendisidir.

Görme Engelliliğin Nedenleri: Biyolojiden Kültüre

Tıbben, görme engelliliğin nedenleri arasında kalıtsal hastalıklar, enfeksiyonlar veya kazalar yer alır.

Ancak antropolojik açıdan bu nedenler, kültürel anlamlar kazandığında farklı bir düzeye taşınır.

Bazı toplumlarda görme kaybı “kader” olarak, bazılarında ise “toplumsal sorumluluk” olarak yorumlanır.

Bir toplumun bu durumu nasıl anlattığı, aslında o toplumun insan-doğa ilişkisini de yansıtır.

Körlük, bu bağlamda sadece bir sağlık sorunu değil; toplumsal bilincin aynasıdır.

Sonuç: Görmeyen Göz, Gören Kültür

“Görme engelli nedir, neden olur?” sorusuna verilecek en antropolojik cevap şudur:

Bu bir hastalık değil, insanlığın farklı biçimde “görme” yollarından biridir.

Bazı kültürlerde bu, sezginin ve içsel görüşün sembolüdür; bazı kültürlerde ise sosyal dönüşümün kıvılcımıdır.

Görme engelli birey, kendi dünyasını yeniden kurarken, aslında insan olmanın evrensel hikayesini yazar.

Belki de asıl soru şudur: Gerçek körlük gözde mi, yoksa kültürün bakışında mı?

Bu sorunun cevabı, her kültürün kendi aynasında gizlidir —

ve o ayna, yalnızca görenlerin değil, göremeyenlerin ellerinde de parıldar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
grandoperabetprop money